Oklüzal travma, aşırı oklüzal kuvvetlerin meydana getirdiği doku hasarıdır.
Aşırı oklüzal kuvvetler;
- a) Periodontal doku hasarına,
- b) Dişlerde aşınmalara, c) Dişlerin yer değiştirmelerine,
- d) Çiğneme kaslarında fonksiyonel bozukluklara ve
- e) Temporomandibüler eklem bozukluklarına neden olabilirler.
Oklüzal travmaya neden olan oklüzyon ise “travmatik oklüzyon“ olarak adlandırılır. Bir oklüzyonun travmatik olup olmadığı dişlerin oklüzal ilişkilerinin nasıl olduğuna değil, doku hasarına (oklüzal travmaya) neden olup olmadığına bağlıdır. Her oklüzal düzensizlik oklüzal travmaya neden olmaz. Bunun tersi olarak da oklüzal ilişkiler anatomik ve estetik açıdan kabul edilebilir düzeyde olduğu halde travmatik olabilir.
Oklüzal travma olabilmesi için doğal olarak bazı diş ve dişetlerinde erken temaslar olmalıdır. Ancak erken temasların varlığı oklüzal travma oluşması için tek başına yeterli değildir. Oklüzal travma oluşması için bireyde diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi parafonksiyonel alışkanlıkların da olması gerekmektedir. Zira, dişlerin fonksiyonel temasları yanlızca çiğneme ve yutkunma sırasında gerçekleşmektedir. Bu fonksiyonel temaslar 24 saatte ortalama 17.5 dakikadır ve uzun aralıklarla meydana gelmektedir. Dolayısıyla, aşırı olmayan erken temasların, parafonksiyonel alışkanlıklar olmadan, bireyde oklüzal travmaya neden olması düşünülmemektedir. Dişlere aşırı kuvvetler veren restorasyon ve protezlerin neden olduğu akut oklüzal travma bunun dışında tutulmalıdır.
Ayrıca, erken temasların parafonksiyonel alışkanlıkların başlamasına neden olabildikleri de unutulmamalıdır. Oklüzal travmayı, akut ve kronik oklüzal travma olarak iki grupta inceleyebiliriz.
Akut Oklüzal Travma (AOT):
Oklüzal kuvvetlerdeki ani ve aşırı değişikliklerde meydana gelir. Bu değişiklikler, erken temaslara veya oklüzal kuvvetlerin yönünün değişmesine neden olan restorasyon veya protezler tarafından oluşturulur. Aşırı kuvvetlerle karşılaşan dişlerin periodonsiyumunda şiddetli baskı ve gerilim alanları oluşur. Şiddetli baskı alanlarında periodontal membranda nekroz, alveol kemiğinde ise nekroz ve rezorpsiyon meydana gelir. Şiddetli gerilim alanlarında ise, periodontal membranda genişleme, periodontal membran fibrillerinde ve sementte yırtılma, alveol kemiğinde rezorpsiyon meydana gelir.
AOT, ilgili diş veya dişlerde ağrı, perküsyona duyarlılık ve mobilite artışı ile ortaya çıkar. AOT, dişin konum değiştirmesi, dişin ilgili yüzeyinin aşınması veya restorasyon veya protezin düzeltilmesi ile aşırı oklüzal kuvvetler ortadan kalkınca iyileşir, semptomları kaybolur. Eğer AOT’ ya neden olan kuvvetler varlığını sürdürürse periodontal doku hasarı giderek artar, geniş doku nekrozları ve periodontal apseler meydana gelebilir.
Kronik Oklüzal Travma (KOT):
KOT, AOT’ ya oranla daha sık görülür ve daha fazla klinik öneme sahiptir. KOT, diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi parafonksiyonel alışkanlıkların neden olduğu yavaş gelişen oklüzal değişiklikler sonucunda meydana gelir. Bu oklüzal değişiklikler, dişlerin aşınması, eğilmesi ve uzaması gibi olaylardır.
KOT, primer kronik oklüzal travma (PKOT) ve sekonder kronik oklüzal travma (SKOT) olarak iki grupta incelenebilir. PKOT, sağlıklı periodonsiyuma sahip bireylerde oklüzal kuvvetlerdeki artış sonucu meydana gelir. SKOT ise, dişlerin periodontal destek dokularının azalmasına bağlı olarak normal oklüzal kuvvetler tarafından oluşturulur.
Kronik oklüzal travmanın seyrini üç aşamaya ayrımak mümkündür. Bunlar sırasıyla, hasar, onarım ve adaptasyon aşamaları olarak adlandırılır.
Hasar: Aşırı oklüzal güçlere bağlı olarak meydana gelen doku hasarının şiddeti, lokalizasyonu ve şekli dişe gelen kuvvetin şiddeti, sıklığı ve yönüne bağlıdır (Şekil 1).
Aşırı baskı alanlarında; Alveol kemiği rezorpsiyonu ve buna bağlı olarak periodontal membranda genişleme başlar. Ayrıca basıncın arttığı bu bölgelerde kan damarlarının sayıları artar, boyutları küçülür. Daha şiddetli oklüzal kuvvetlerle karşılaşan dişler çevresindeki baskı alanlarında ise; Periodontal membran bağ dokusunda nekroz, alveol kemiğinde nekroz ve rezorpsiyon meydana gelir.
Aşırı gerilim alanlarında; Periodontal membran fibrillerinde uzama ve alveol kemiği apozisyonu meydana gelir, kan damarları genişler. Daha şiddetli gerilim alanlarında ise; Periodontal membranda genişleme, kan damarlarında tromboz ve hemoraji, periodontal membran fibrillerinde yırtılmalar, alveol kemiğinde rezorpsiyon meydana gelir.
Onarım: Onarım normal bir periodonsiyumda sürekli olarak meydana gelen bir olaydır. Oklüzal travmada, hasara uğrayan dokular bu onarımın aktivitesini arttırır. Periodonsiyumun hasara uğrayan dokuları ortamdan uzaklaşır. Yerlerine yeni bağ dokusu hücreleri ve fibrilleri, kemik ve sement gelir.
Alveol kemiği rezorbe olduğunda, geride kalan alveol kemiği trabekülleri yeni kemik oluşumu ile desteklenir. Mevcut trabeküllerin kalınlıkları artar. Doğanın bu kemik rezorpsiyonunu dengeleme çabası “destekleyici kemik“ oluşumu olarak adlandırılır. Bu şekilde, mevcut alveol kemiği trabeküllerinin kalınlaşması ve buna bağlı olarak ilik boşluklarının daralması şeklinde ortaya çıkan yeni kemik yapısına “ santral destekleyici kemik “ adı verilir. Alveol kemiği rezorpsiyonunu dengelemek amacıyla alveol kemiğinin vestibül veya oral yüzeylerinde yeni kemik birikimi meydana gelebilir. Bu şekilde oluşan destekleyici kemik ise “periferik destekleyici kemik“ olarak adlandırılır. Periferik destekleyici kemik, doğal olarak, alveol kretinde çıkıntı ve kalınlaşmalara neden olur.


Adaptasyon: Eğer aşırı oklüzal kuvvetler varlıklarını sürdürmeye devam ederse periodonsiyum yeni bir şekil alarak bu kuvvetlerin zarar vermesini engellemeye çalışır. Periodonsiyumun yeni şekli bu aşırı kuvvetleri kendisi zarar görmeden sağlıklı bir şekilde karşılamaya yöneliktir. Gelen oklüzal darbeleri yumuşatabilmek için periodontal membran genişler, dolayısıyla dişin mobilitesi bir miktar artar. Ayrıca, periodontal membran dikey yönde bir kum saati şeklini alır (Şekil 2). Periodontal membranın damarlanması artar.
Oklüzal travma ile iltihapsal periodontal hastalık arasındaki ilişki:
Aşırı oklüzal kuvvetler mikrobiyal dental plak olmaksızın, yanlız başlarına iltihapsal periodontal hastalığın meydana gelmesine, periodontal cep oluşumuna neden olmazlar. Ancak, mevcut iltihapsal periodontal hastalığın şiddetini arttırırlar.
Kaynaklar:
- Mohl ND, Zarb GA and Carlsson GE. A Textbook of Occlusion. Quinstessence, Chicago, 1988.
- Newman MG, Takei HH, Klokkevold PR, Carranza FA. Carranza’s Clinical Periodontology. Saunders-Elsevier 2009.
- Schluger S, Yuodelis RA and Page RC. Periodontal Disease. Lea & Febiger, Philadelphia, 1977.